Doğu Ekspresi ile tanışma hikayem 2002 yılında Bilecik’te bir fabrikada genç bir mühendis olarak çalıştığım yıllara dayanır. Fabrikanın misafirhanesinde kalır hafta sonu da İstanbul’un yolunu tutardım. Bir keresinde trenle dönmeyi denemek istemiştim. O zamanlar hızlı tren yoktu. Sadece Ankara-İstanbul arası Cumhuriyet Ekspresi vardı lüks sayılabilecek. Bir de Doğu Ekspresi vardı ki o zamanlar turistik değil gerçekten ulaşım için kullanılıyordu.
Cuma iş çıkışı ancak Doğu Ekspresi’nden bilet alabilmiş üstelik dolu olduğu için ayakta kalmıştım. Tren 40 saattir yolda olduğu için buram buram insan kokuyordu. Bir daha da trene binmedim ondan sonra. Ta ki yolculuk etmek, konfordan daha fazla önemli olana kadar.
Yıllar geçti. Beni yol sevdası alınca trenle yolculukları da özler olmuştum.
Üniversite yıllarında her hafta sonu Adapazarı-Haydarpaşa trenini kullanırdım. Adapazarı-Kartal arasındaki onlarca istasyonun ismi aklımdadır halen. Sivas-Divriği arasında küçük bir yolculuk hariç trene binmeyeli yıllar olmuştu.
Doğu Ekspresi ile yapacağım bu yolculuk benim için Anadolu’da geçmişe masalsı bir yolculuk olacaktı.
Yalnız çıkmıştım yola ama tek başıma gezeceğim anlamına gelmiyordu. Sadece yol arkadaşlarımın kim olduğunu henüz bilmiyordum. Bilet aldığım kompartımanda 3 güzel insanla tanıştım. Mehdi Amca’mızı 24 saat sonra Erzurum’da köyün doğru uğurladık. Ozan ve Emre’ye daha çok yolumuz vardı. Yol hikayelerinin güzelliği tesadüflerle ortaya çıkar. Emre’yle Kars’ta , Ozan’la da Sarıkamış’ta aynı otelde kalacaktık. Daha sonra Emre’yi de yolundan çevirip Sarıkamış’ta kaymaya ikna ettik.
Kampçı olmanın faydasını trende de gördüm. Ocak setimi yanımda getirmiş yolculuk boyunca çayımız kahvemiz eksik olmamıştı çok şükür. Elbette suyla birlikte muhabbet te ısınıyordu haliyle. Diğer kompartımanlar gibi camlarımızda süsler yoktu ama cezvede Türk kahvemiz vardı.
Trende zaman umduğumuzdan hızlı akıyordu. Yemek çay kahve faslında sonra vakit gece yarısı olmuştu bile. Koltuklarımızı yatak vaziyetine getirip sallana sallana giden trende ayaklarımızı geceye doğru uzatmanın keyfini yaşamaya başladık. Şehirler geçiyordu ayaklarımızın altından. Kırıkkale, Kayseri, Sivas ve onlarca küçük kasaba.
Benim için en özel olanı ise Sivas’tan köyüm Kartalca’nın içinde geçmesiydi trenin. Az sayıda hatırladığım çocukluk anılarımdan birisi de köyde sabaha karşı gelen treni beklemekti. İstanbul’ dönüyorduk. Muhtemelen Doğu Ekspresiydi o da. Tüm gece trenin köyümden geçmesi bekledim. Karanlıkta bir şey göremiyordum ama GPRS’den takip ediyordum. 6’ya kadar uyuyamadım. Sivas istasyonunu da görünce içim rahatladı az da olsa uykuya dalabildim.
Bir kaç saat sonra gün ışıdığında uyandım. Divriği Çayının kenarında akarken buldum kendimi . Bu yolu hatırlıyordum. Sivas-Divriği arası mini trenle ile gelmiştim. Divriği kalesinin solundan itibaren kanyonda devam ettiğimizde yepyeni yollar beni bekliyordu. Sivas’tan ötesini görememiştim. Henüz.
Erzincan’a kadar dereler Fırat’la buluşana kadar takip ettiler bizi. Manzaramız dağlar arasında geçti gün boyu. Sivas’ın bu gölgesinin farklı bir özelliği var. Yağan yağmur Kızılırmak’a değil Fırat’a akar. Oradan da Basra’ya dökülür. Bir benzerini Ağrı’da yaşamıştım. Murat Nehri ile Çoruh Nehri arasında bir vadi vardı. Vadinin kuzeyine yağan yağmur Karadeniz’e dökülürken, güneyine yağan yağmur Basra’ya akardı.
Uzun bir süre kar göremedik. Bir hafta önce gelmiştik maalesef. Gezi için hayal kırıklığıydı. Ama dadaşlar bizi soğukla karşıladı. Erzurum’a geldiğimizde bembeyazdı her yer. Dönüşte Erzurum’a geçeceğim için hava durumunu merak ediyordum. Tren istasyona yaklaşırken bir cağ kebabı siparişi telaşı sardı. Ben yerinde yemek istediğim için almak istemesem de adettendir deyip trene sipariş ettik. Haliyle çok keyifli olmadı.
Tren iki saat kadar geciktiği için Erzurum’a güneş batarken girmişti. Kars’a kadar daha 4 saat yolumuz vardı ama akşam karanlığında beyazın keyfini yine alamadık. Kışın Kars’tan dönüşte Doğu Ekspresi’ni kullanmak daha akıllıca bu yüzden. Sabah 8’de Kars’tan yola çıkan tren gün boyu bembeyaz vadilerden geçerek akşamı yapmakta ve Sivas’a varmakta. Sonrası zaten bozkır.
Kars’a yaklaştıkça heyecanımız daha artıyordu. Sarıkamış yine karlar altındaydı. Üşüdükçe şehitlerimiz aklıma geliyor daha da üşüyorduk.
Nihayet Kars’a 27 saat sonra vardık. İstanbul’dan yolca çıkıp ülkenin bir ucuna bir gün boyunca yol almıştım. Film şeridi gibi gözümün önünden şehirler, köyler, kasabalar geçmişti. Ama filmi geriye döndürmüşlerdi sanki. 2010’lardan 1970’lere geri dönmüştüm sanki. Öyle bir his vardı.
Yazı İçerikleri
27 Saatlik yolculuk – 3 dk’lık film
Anadolu Ekspresi Bileti Nasıl Alınır ?
Öncelikle bu soru hem çok zor hem çok kolay olduğunu söylemeliyim. Tren biletleri TCDD’nin bilet satış sistemi EYBİS üzerinden satın alınmaktadır. Bilet satışları bir ay öncesinden başlamakta ancak yataklı vagonlar hemen dolmakta. Ben ilk seferde 20 gün sonrası için tek kişilik örtülü-kuşetli bulabildiğim için şanslı sayılırım.
Buna rağmen Doğu Ekspresinde yer bulmak mümkün. Nasıl mı ?
- Yataklı vagonların hemen dolmasının ana sebebi TCDD’nin tur şirketlerine satışa çıkmadan bilet satışı yapması. Gittiğimde tren 2 vagonda turla gelenler vardı. Bu şekilde bildiğiniz tur şirketlerinden kolaylıkla bilet bulabilirsiniz. En kolayı bu ancak pahalı bir yöntem olacaktır.
- Bir ay sonrası için satış başlar başlamaz bilet bulmayı denemek. Bu en zor olanı. Çünkü saniyeler içerisinde yataklı ve kuşetli vagonların biletleri tükenmektedir.
- Bir değer yöntem ise gidiş tarihi esnek olanları için her gün hatta her saat tren müsaitlik durumunu kontrol etmeleri. Hem tur şirketlerinde hem de bireysel alımlarda iptaller olmakta. Bu yöntemle 3-4 gün öncesinden tüm kompartımanı alanlar da şahit oldum, son gün tek kişilik bilet bulana da. Yer seçimi sırasında 10 dk boyunca yer ayrılmakta. Ödeme yapılana kadar bu yerler dolu gözüküyor. O yüzden her dakika değişme durumu var.
Doğu Ekspresi Bilet Türleri ve Fiyatları :
Doğu Ekspresinde üç tür bilet alabilirsiniz
- Pulman : Otobüs gibi 2+1 kişilik oturaklı koltuklardır. Bu biletlerden her zaman bulmak mümkündür. Fiyatı kişi başı 48 TL
- Yataklı : 2 kişilik kompartımanlarda yatak, masa, dolap ve lavoba bulunmaktadır. İki kişi alınırsa fiyatı kişi başı 79 TL. Tek kişi alınıra 119 TL
- Örtülü-Kuşetli :4 kişilik kompartımanda gündüz oturaklı olup, gece yataklıya dönüşmekte.
Ankara-Kars mı ? Kars-Ankara Mı ?
Eğer çift yönlü bilet almayacaksanız kış aylarında Kars-Ankara yönünde bilet almak daha keyifli olabilir. Ankara-Kars yönünde hava erken karardığından Erzurum’dan sonraki yol manzaraları görülememekte.
Yorumlar (2)
Pingback: Kars : Soğuk Diyarların Sıcak Şehri - Yoldaki İzler
Pingback: Anadolu'nun Kalbine Trenle Yolculuk - Yoldaki İzler