Nisan ayı benim için ve dahi İstanbul için Lale ayı olsa da en az onun kadar şehre renk katan başka bir çiçek daha var. Erguvan ağaçları mor-lila renkli çiçekleri ile Boğaz’ı çepeçevre sarar bu ayda. Özellik Boğaz gezilerinin keyfi bir başka olur erguvanlarla. Yapılaşmanın olmadığı koru ve sırtlarda daha bir toplaşırlar erguvanlar. İşte o alanlardan bir tanesi de Rumeli Hisarı’dır. Geniş bir parkı andıran iç bahçesi ile Rumeli Hisarı erguvanların ve boğazın en güzel yaşandığı yerlerden birisidir.
Rumeli Hisarı’na Eminönü-Beşiktaş’tan Sarıyer istikametine sahil yolunu kullanmak yerine Hisarüstü’nden inmeyi tercih ederek hem trafik çilesi çekmemiş olursunuz hem de şirin boğaz semtinin mor salkımlı sokaklarında da yürüme fırsatı bulabilirsiniz. Levent-Boğaziçi Üniversitesi Metro hattının renkli koridorlarında yürümek ayrı bir güzellik olacaktır. Boğaziçi Üniversitesi’nin arkasından BÜMED yolundan aşağıya doğru kendinizi bıraktığınızda Rumeli Hisarı’nda bulacaksınız kendinizi. Merak etmeyin kaybolmazsınız. Her yol boğaza çıkar buralarda. Yol yoksa da merdiven vardır muhakkak.
Erguvanları seyretmenin diğer bir yolu da boğaz turu yapmaktır. Bunun için Erguvan Zamanı Boğaz Turu başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.
Rumeli Hisarı
Rumeli Hisarı müze olarak işletilmekte. Müzekart ile 09:00 ila 19:00 arasında giriş yapabilirsiniz. Geçen seneye kadar burçlara ve duvarlara çıkılabiliniyordu. Bu sene bir ziyaretçinin düşüp ölmesinde sonra burçlara çıkmak yasaklanmış. Bu yüzden sadece iç bahçede gezmek serbest. Girişte Osmanlı topları sergilenmekte onun haricinde sadece hisarın güzelliği ve sakinliği ile baş başa kalıyorsunuz.
Rumeli Hisarının tarihi kaynaklardaki ismi Boğazkesen Hisarı. Hem Boğaz’ı hem Bizans’ın boğazını kesmiş çünkü. Hisar Fatih’in büyük dehasının bir eseri. Planını bizzat Sultan Mehmet yapmış. Hatta vezirleri ile birlikte inşaatında taş bile taşıyarak işçilere moral vermiş ve 4 ay gibi kısa bir süre de tamamlanmasını sağlamıştır. Hisarın her bir burcunun inşaatı bir vezirinin sorumluluğuna verilmiş. Bundan dolayı vezirlerin isimleri bu burçlara verilmiş. Sahilden girişte kıyıda Halil Paşa Burcu, sağ taraftaki Saruca Paşa Burcu, solda ise Zağanos Paşa Burcu yer almakta. Bu burçlar dünyada en büyük kale burçları olarak gösterilmekte. Hisarın en önemli özelliği burçlar ve duvarları ile kuşbakışı kufi harflerle Muhammed yazmasıdır. 1856’da İstanbul’u ziyaret eden Amerikalı ünlü yazar Herman Melville bu özelliğine işaretle Sultan Fatih’in adeta İstanbul’a taşlarla imzasını attığını ifade etmiştir. Çünkü Muhammed ile Mehmet’in Arapça aynı harflerle yazılmaktadır.
Ebu’l Feth Camii
Hisarın ortasında Ebu’l Feth Camii yer almakta. Fetihten sonra yaptırılan ilk cami olmasına karşın hazin bir hikayesi vardır. Fetihten sonra hisar uzun süre bir askeri garnizonu barındırmış cami de askerlere hizmet etmiş. Daha sonra halkın yerleşmesi ile bir mahalle oluşmuş hisarın içinde. Ancak 18.yy çıkan bir yangında mahalle ile birlikte camide büyük hasar almış. 1953 yılına kadar metruk bir halde kalan Hisar Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’ın talimatı kamulaştırılmış ve tüm binalar yıkılmış. Sadece caminin yıkık minaresi bırakılmış.
1958 yılına gelindiğinde ise ünlü tiyatro sanatçısı Muhsin Ertuğrul tarafında caminin bulunduğu alana açık hava tiyatrosu kurulmuş. Halen oturma merdivenleri duran tiyatroda 80’li yıllardan sonra açık hava konserleri verilmiş. Hem cami alanında konser verilmesi hem müzik için kurulan tesisatın Hisara hasar vermesi büyük tepkilere neden olmasına rağmen devam etmiş uzunca bir süre.
Geçen sene alınan bir kararla İBB tarafında cami tekrar inşa edilmiş.