Kemerburgaz kemerleri kadar adını turşuları ile duyurmaya başladı son yıllarda. 60 sene önce açılan turşu ilk dükkanından bugüne gelindiğinde onlarca dükkan ile bir sektör oluşmuş durumda. Bizim gibi sadece turşu almaya gelenler var. Annemin yaptığı turşulardan bilirim. Kullanılan sebzeden tutun da kullanılan suya havaya kadar bir çok etken vardır. Sivas’ta vurulan turşularla İstanbul’da yapılan bir olmuyor mesela. Kemerburgaz’daki turşular da Bursa’dan geldiğinden Uludağ’ın soğuk sularından alıyor lezzetini.
Hacı Salih Demir Kemer Turşucusu
Kemerburgaz’daki turşuculardan tercihimiz ilk açılan dükkanlardan olan Hacı Salih Demir Turşucusu. Bu dükkanlar Münir Özkul ve Adile Naşit’in Neşeli Günler filmini hatırlatıyor. Orada da müşterine turşu suyu ikram ederlerdi. Ne güzel filmdi. Bu yüzden dükkana girer girmez turşu suyu sebiline gidiyorsunuz. Acılısından bir bardak içip kendinize geliyorsunuz. Daha sonra çeşit çeşit turşuların tadına bakıyorsunuz. Hepsi birbirinde güzel taptaze kıtır kıtır.
Acurundan, kırmızı tombul biberine, keleğinden eriğine, olmazsa olmaz lahana ve salatalık turşuna, illaki karnabaharına her sebzeden var neredeyse. Ancak tezgahta bamya göremezsiniz. Özel olarak istemelisiniz ustasından. Arka odadan tane ile getireceklerdir size tadımlık. Çiğ sarımsak yemeyi sevmiyorsanız şifa niyetine turşusunu alın mutlaka. Çerez gibi kıtır kıtır yiyeceksiniz. Artık hangi turşuyu satın alacağınız size kalmış. Ben her çeşidinden karışık 10 kg alırım her seferinde.
Kemerburgaz’a kadar geldiyseniz meydandaki köy kahvesinde bir çay içebilirsiniz. Çok hoş mekanlar var. Daha sonra Mimar Sinan’ın meşhur su kemerlerini de görmek isteyebilirsiniz. Bu kemerlerden Eğri Kemeri merak ettiyseniz ilgili yazımı buradan okuyabilirsiniz.