Marmara

Mono Petra Kayalıkları : Bir Trakya Masalı


Monopetra’dan İğneada ve Karadeniz kıyıları net bir şekilde görülebilmektedir

Sonbaharın son deminde Trekking Time Timuçin Yusumut rehberliğinde Trakya’nın en güzel yürüyüş rotalarından olan Istranca Dağları’ndaydık. Burası İstanbul Çatalca’dan başlayıp Kırklareli’nin Bulgaristan sınırına kadar geniş bir alanı kapsayan ve yaprak döken ormanlarla kaplı muazzam bir bölgedir. Dereleri, şelaleleri, mağaraları, su basan ormanları ve gölleri ile kendine has güzellikleri barındırır. Bizim rotamız ise tüm bu manzarayı tependen kuşbakışı gören Monopetra Kayalıkları’na çıkmak oldu.

Monopetra Efsanesi

Monopetra, Bulgarca’da Tek Kaya anlamına gelmekte. Adı gibi tek parçadan oluşmasa da ormanın içinde adeta bir kale gibi yükselen kaya kütlesidir. Zamanında eşkiyalara yataklık ettiğinden Eşkiya Kayaları da olarak bilinir. Hatta zamanında Mono Petra isminde bir Bulgar eşkiyası olduğu da söyleniyor. Balkan Savaşlarında Bulgarlara karşı Türkler tarafından savunma amaçlı da kullanılmış. Bulgar sınırından Karadeniz sahiline kadar tüm bölgeyi kontrol etmesi bu savunmada büyük rol oynadığı aşikar. Bir önemli özelliği de antik bir yol üzerinde olmasıdır. Yunanistan Ege kıyılarından başlayıp Bulgaristan’dan devam eden, daha sonra Monometra’nın aşağı kesiminden İğneada Limanı’na ulaşan bir antik ticaret yolu. Buradan da gemileri vasıtası ile başta İstanbul olmak üzere Karadeniz limanlarına hatta Tuna ile Avrupa içlerine dağılan bir ticaret ağı. Maalesef bu yol Yunan ve Bulgar tarafında işaretlenerek korunmasına rağmen Türkiye’de bir çalışma yapılmayarak tahrif edilmiştir.

Kayalıklara çıktığımız günün gecesi şiddetli bir yağmur yağdığı için tüm gün tertemiz bir hava vardı. Sonbahar artık kendini kışa bırakmaya hazırlandığından ötürü de ağaçlar yapraklarını tamamen dökmüştü nerdeyse. Bu sayede Mavi ve kahverenginin hakim olduğu keyifli bir yürüyüş yaptık. Çamurlu bir yürüyüş beklerken şiddetli esen rüzgar yolumuzu yer yer su birikintileri hariç kupkuru yapmıştı. Gazellerin hışırtısı, rüzgarın uğultusu ve kuş sesleri eşlik etmişti yürüyüş boyunca. En heyecanlı bölümü ise Monopetra’nın tepesine çıktığımız an oldu. Masalsı bir manzarası vardı. İlk görüşte bir kale burcunu andıran yapısı vardı kayalıkların. Yol boyunca bir tane bile kaya görmemişken ormanın ortasında kocaman bir kaya yükseltisine şaşmamak mümkün değildi . Hem de baktığınızda şekilde şekile giren bir kayalık. Buradan orman manzarası sonbaharın renkli zamanlarında ve baharın yeşilinde daha bir güzel oluyor. 

Fatih Yıldız

Recent Posts

Gandhi’den Yaşam Dersleri

Bu dünyada görmek istediğin değişiklik ol Hindistan'ın kuruluşunun zeminini hazırlayan Mahatma Gandhi'nin barış yanlısı yaşamı…

2 gün ago

Bir Kuzey Macerası - Jack London

Hep çok seyahat eden adamların arasına giriyordum, çünkü biliyordum ki aradıklarımı görecek ve hatırlayacak olan…

2 sene ago

Rose Adası Cumhuriyeti

Rosa Adası Rose Adası Cumhuriyeti, 1968 yılında İtalyan mühendis Giorgio Rosa'nın Adriyatik Denizi'nde kendi inşa…

3 sene ago

Elbeyli Kartalca Köyü : Atalarımın İzinde

Sivas Kartalca Köyü Elbeyli Kartalca Köyü, Sivas'a bağlı küçük bir köy. Dedelerimin köyü. Ancak yıllarca…

4 sene ago

Yedigöller Sonbaharın Çığlığı

Yedigöllerde Sonbahar Yedigöller, Türkiye'de sonbaharın en güzel yaşandığı yerlerinde başında gelir. Rengarenk ağaçları ile masalsı…

4 sene ago

SJCAM 4000 Aksiyon Kamerası Sualtı Çekimleri

https://www.youtube.com/watch?v=ZOlWrrZc1fo SJCAM 4000 aksiyon kamerası uygun fiyatına göre oldukça yüksek performansı ile dikkat çeken bir…

4 sene ago