Marmara

Kefken Kampı

Kefken Kampı ‘nda korku dolu bir geceden sonra huzurlu bir sabaha uyandım. Denize doğru bakıp sıcak kahvemi içiyorum. Bu arada düşünüyorum. Neden buraya geldim ? Neden tek başınayım ?

Yola çıkmak istiyorsan birilerini davet edebilirsin yada yola çıkacak başka birilerine katılabilirsin ama kimseyi beklememelisin. Tek başına olsan dahi yola çıkmalısın !

Fatih Yıldız – Yoldaki İzler

Tek başına olmam özellikle yaptığım bir tercih değildi. Hayatın bana öğrettiği düsturlardan birisini gerçekten uygulamayı başarmamla ilgiliydi. Bundan önce onlarca gezi ve kamp yaptım. Her zaman yanımda birileri olurdu. Ya 2-3 kişilik arkadaş takımımla giderdim yada daha geniş faaliyet gruplarına katılırdım.

Tek Başına Kefken Kampı

Kefken’e yıllardır gitmek istesem de bir türlü kısmet olmuyordu. Bir kaç arkadaşıma söyledim ancak olumlu bir yanıt alamadım. Bu bölgeye gezi grupları da rağbet etmiyordu. Ne yapacaktım peki ? Yapmam gerekeni elbette. Tek başına dahi olsa yola çıkacaktım. Çıktım da. En başta söylediğim söz hayatın bana öğrettiği derslerin imbikten süzülerek öz haline getirilmiş kurallardan bir tanesidir. Sadece seyahat için değil hayatın her alanında uygulanması gereken bir söz olduğunu düşünüyorum. Yola çıkmak istiyorsan birilerini davet edebilirsin yada başka birilerine katılabilirsin ama kimseyi beklememelisin. Tek başına olsan dahi yola çıkmalısın.

Bu heyecanla tek başına düşmüş yolara. Kefken’de gördüğüm güzellikleri bir önceki paylaşımımda aktarmıştım. Şimdi de yaptığım kamptan ve çadırda geçirdiğim geceden bahsedeceğim.

İnsan doğaya uyum sağladığında onun bir parçası olduğuna, huzurun da o zaman başladığına inanıyorum. Çadır kampları da bunun en güzel yollarından bir tanesi. Amacım Kefken sahillerinde sakin bir köşe bulup yalnızlığı doyasıya yaşamak . Tüm gün neredeyse kimseyi görmeden inziva hayatının tadına varmak istiyorum.

Kefken’in en üst köşesinden başlayarak tüm sahillerini köşe bucak geziyor hem de kamp kuracak yerleri tespit ediyorum. Kefken Adasına bakan gizli bir koy buluyorum ama benden önce birileri keşfetmiş. Pembe Kayalar’da küçük çakıllı bir kumsalda çadırlı bir aile görüyorum. Arabalarını da yakınlarına kadar indirmişler. Toparlandıklarını görünce bekliyorum. Kampı kurmak için burada karar kılıyorum.

Çadır kurmak benim için çok kolay. 5-10 dk içinde her şeyi hazır ediyorum. Bu konuda çok pratik olduğumu söylerler. İşin sırrı severek yapmamda. Tabi çadır kurarken dikkat ettiğim hususlardan en önemlisi önce zeminin konforu sonra uyandığım zaman karşılaştığım manzara. Bunun için çadır kapısının yönünü özenle seçiyorum. Provalar yapıyorum. İlla denize bakacak.

Kampta yapayalnız olmak istemiştim ama pek öyle olmuyor. Küçük balıkçı tekneleri koyda ağ atıyorlar. Bu da gece boyu beraber olacağımızın göstergesi.

Hava kararmadan ateşimi yakıp akşam yemeğimi pişiriyorum. Menüde kampın vazgeçilmezi mangalda kanat var. Ateş yanmaya devam ediyor. Daha bana sonra lazım olacak.

Kefken Kampı Kara Demlik

Kamp fotoğralarında en sevdiğim tarzlardan bir tanesi mavi saatte çadırı çekmek var. Uludağ’da dondurucu soğukta bile bundan vazgeçmedim. Ancak bu sefer nedense ışığı ayarlayamadım. İstediğim kareler çıkartamıyorum. Halbuki Yenice Ormanlarında çektiğim kare ile Atlas Dergisi’nin yarışmasında birinci olmuş Fethiye Kamp ile bir de çadır hediyesi kazanmıştım.

Sıra geldi kamp akşamlarının vazgeçilmezi kara demliğin şölenine. Odun ateşinde demlenen çayın tadını başka hiç biryerde alamıyorum. Tek başına da olsam asla bu keyiften vazgeçmem.

Gecenin siyahtı heryeri kapladığı sırada balıkçı tekneleri de avlarına devam ediyor. Artık çadırıma çekilme zamanı. Mayıs olmasına karşın soğuk bir hava var ve ben tulumumun içinde gayet rahattım.

Çadırda ne kadar yorgun olsam da uykuya dalmak kolay olmuyor. Hep bir tedirginlik hali var. Tilki uykusu diyorum buna. Geçmiş tecrübelerin etkisi ile olacak en ufak bir seste uyanıyorum. Gece yabanda kamp atmışsanız muhakkak ziyaretçileriniz olur. Uludağ’da ayı, Erdek’te domuz, Bolu’da çakallar çadırlarımızın etrafında tur atmışlardı. Bakalım bu gece kısmetimizde kimler olacak. Kampta birinci kural gece çadır çevresinde yiyecek bırakılmamasıdır. Önlem olarak yediğim tavuğun kemiklerini çadırdan hayli uzağa götürüp ağaçların arasında bırakmıştım. Bu yeterli olmamış ki gecenin ilerleyen saatlerinde çakallar doluşuyor. Yürüyüşlerini hissedebiliyorum. Çok yavaş hareket ediyorlar Ancak sessizlikte her hareket duyulur. Sonra yüksek seste bir tıngırtı duyuyorum. O an yemek yediğim tenceremi çadırın dışında unuttuğumu hatırlıyorum. Muhtemel tenceredeki et parçalarının kokusuna gelmişlerdi. Çakallar tenceremle top oynarlarken korku içinde bekliyorum. O an beni rahatlatan bir ses duyuyorum. Sicim gibi yağan yağmurun sesi. Tüm çakallar kaçışıyorlar.

Ortalık sakinleşince bir cesaretle çadırın kapısını açıyorum. Tekneler hala denizdeler. Balıkçıların kendi aralarındaki fısıltıları bile çok net duyabiliyorum. Sakinleştim artık uyuyabilirim. Yağmur yağarken çadırda olmak müthiş bir duygu. Ne kadar uyudum bilmiyorum ama kuşların hoş sesi beni uyandırıyor. Tekrar çadırımdan kafamı çıkartıyorum. Yağmur devam ediyor. Hava aydınlanmaya başlamış. Tekneler gitmiş. Kuşların ahenkli seslerini daha net duyuyorum. Bir kaç dakika bu huzuru içimde hissediyorum. Sıcak tulumuma geri dönüp tekrar uykuya dalıyorum.

Kefken Kampı Çadır Manzaram

Güneş doğarken çadırımı ısıtmaya başlayınca tekrar uyanıyorum. Artık kalkma vakti. Çadırın kapısını açar açmaz yağmur sonrası denizin keskin iyot kokusu burnumu yakıyor. Kimsecikler yok. Pazar piknikçileri doluşmadan kahvaltımı yapıp çıkmalıyım buradan. Hemen kamp ocağımda su ısıtıp çayımı demliyorum. Kahvaltıda mis gibi sucuklu menemen var. Bu konuda mütevazi değilim. Kamp mutfağında gayet iyiyim. Bir gün öncesinden her şeyimi hazırlarım. Gerekli tüm techizatım da var .

Kahvaltıdan sonra günün anlamı kahve zamanı gelir. Bu da artık uzmanlık alanlarımda bir tanesi oldu. Barista kıvamında kahveler hazırlayabiliyorum. Sakinliği bulmuşken kahvenin yanında kitap okumadan olmaz. Az da olsa bir kaç sayfa okuyorum. Kamp ile ilgili notlar alıyorum. Denize girmek istiyorum ama kararsızım. Aylardan Mayıs ancak Karedeniz buz gibi. Güneş yükselince havayı biraz daha ısıttı. Sırf deniz suyu ile buluşmak için suda yürüyorum. İçimi titretiyor. Kurulanıp bir an önce ısınmak istiyorum. Deniz için henüz için çok erken.

Çadırımı kurmakda olduğu gibi toplamakta da çok hızlıyım. Her bir kaç dakikada toparlayıp arabaya yerleştiriyorum. En son çöplerimi yanımda getirdiğim torbaya koyarken etraftaki pislikler dikkatimi çekiyor. Her yerde alkol şişeleri, kola kutuları var. Torbam dolana kadar onlardan da alıyorum. İçim elvermiyor arabadaki iki torbayı da daha dolduracak kadar çöp topluyorum. Ama yinede tüm sahil temizlenmiyor. İnsan ne kötü bir yaratık. Elimde gelen bu diyip sahili olabildiğince temiz terkediyorum.

Kamp dönüşünü sordukları ilk soru : “ Tek başına sıkılmadın mı?” oldu. Buna çok net cevabım var: İnsanlar içinde çok daha fazla sıkıldığım zamanlar oldu.

İkincisi soru ise “Tek başına kamp yapmaktan korkmuyor musun”du. Korkuyorum elbette. Ayaklarımın tirediğini bile hissettim. Gecenin bir vakti çakallar çadırının etrafında dolaşırsa herkes korkar. Ancak kendimle başbaşa kalıp kurdu kuşu dinlemekten aldığım haz bu korkuya değer. Akşam kara demlikte içtiğim çayın, sabah vakti pişirdiğim menemenin, denize karşı içtiğim kahvenin tadını başka nerede alabilirdim ki.

Kefken Kampı videoymu Youtube kanalımda izleyebilirsiniz.

Fatih Yıldız

Recent Posts

Gandhi’den Yaşam Dersleri

Bu dünyada görmek istediğin değişiklik ol Hindistan'ın kuruluşunun zeminini hazırlayan Mahatma Gandhi'nin barış yanlısı yaşamı…

6 gün ago

Bir Kuzey Macerası - Jack London

Hep çok seyahat eden adamların arasına giriyordum, çünkü biliyordum ki aradıklarımı görecek ve hatırlayacak olan…

2 sene ago

Rose Adası Cumhuriyeti

Rosa Adası Rose Adası Cumhuriyeti, 1968 yılında İtalyan mühendis Giorgio Rosa'nın Adriyatik Denizi'nde kendi inşa…

3 sene ago

Elbeyli Kartalca Köyü : Atalarımın İzinde

Sivas Kartalca Köyü Elbeyli Kartalca Köyü, Sivas'a bağlı küçük bir köy. Dedelerimin köyü. Ancak yıllarca…

4 sene ago

Yedigöller Sonbaharın Çığlığı

Yedigöllerde Sonbahar Yedigöller, Türkiye'de sonbaharın en güzel yaşandığı yerlerinde başında gelir. Rengarenk ağaçları ile masalsı…

4 sene ago

SJCAM 4000 Aksiyon Kamerası Sualtı Çekimleri

https://www.youtube.com/watch?v=ZOlWrrZc1fo SJCAM 4000 aksiyon kamerası uygun fiyatına göre oldukça yüksek performansı ile dikkat çeken bir…

4 sene ago